Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Taken (2008) - 96 saat

Kızına acayip bağlı  bir özel ajan, emeklilik sonrası kızı ile daha fazla vakit geçirmek için aynı şehre taşınır... Ancak eşi ve kızı zengin yeni kocanın himayesinde mükemmele yakın bir hayat sürmekte, bizim ajanımız ise orhan gencabay'ın şarkılarındaki gibi batsın bu dünya bitsin bu rüya modundadır. Kızına önem verdiğini göstermek için kılı-kırk  yarıp, kareoke seti alır, lakin yeni koca koskaca atı hediye edince bizimkinin hediyesi elbetteki solda sıfır kalır... Sonrasında her genç kız gibi teenage modeli kaprisler devreye girer ve malum sarışın azgın arkadaşı ile birlikte paris diyarlarına gitmek için babayı ikna ederler, bizim baba meslek icabi, her olaya şüpheli yaklaştığından, bu gezinin iyi olmayacağı yönünde içgüdülerinin de etkisi ile işkillenir, parise giden teenage arkadaşlar, orda malesef arnavutluk mafyasının eline düşüp, kaçırılırlar... Esas film aslında bu noktadan itibaren başlıyor... Çıkış noktası; özel ajan, casus babanın kızını kaçırırsanız, bu size nasıl pahalıy

Fringe (Dizi)

Lost'u izlemiş olanlar için aynı yapım ekibinden güzel bir diziyi daha tavsiye etmek istiyorum. FRINGE   Tanım : Az oyuncu ve güzel bir senaryo ile ne kadar ilgi çekici bir TV programı yapılabileceğine güzel bir örnek... Eski tanıdık yüzlerden olan Dawson's Creek in asi ruhlu çocuğu Pacey'in,  Peter Bishop rölünde (Joshua Jackson ) ana karakterlerden birini canlandırığı bu dizide, eski dönemlerde babası olan Walter Bishop'in hükümet adına yürüttüğü birçok sıradışı olay ve deneyin artık kontrolden çıkması, akabinde Mass Dynamics tarafından "Düzen" adı verilen bir yapılanmada kullanılmasını engellemek için Ajan Olivia Dunham ile ekip kurmasını ve karşılaştıkları olayları çözümlemek için yaptıkları "ilginç" (!) araştırmaları güzel bir sunumda izliyorsunuz. Sürükleyicilik, konu bütünlüğü, kurgu ve müziklerin uyumu ile çıkan dizide, lost taki " -merak uyandır, akabinde kesin izletirsin. " mesajı çok net hissediliyor. Eğer paranormal olaylar ve

Transporter3

Transporter'ın önceki iki filmini izleyenler için kötü bir haber ile başlamak lazım... Malesef serinin bu yapımı olmamış... Neden diye sorarsanız, uzayan diyaloglar, abartı sahneler ve kötü kurgu/oyunculuk ile bu tarzda bir aksiyon filminin başarılı olmasını beklemek hayalcilik olurdu. Beyaz perde devam yapımlarında böylesine hayalkırıklıkları ile bizi çok karşılaştırıyor. Ne yapalım, ilk andaki güzel fikir, " sakız gibi " uzatıldıkça tadı kaçabiliyor. 4/10

Issız Adam

Garip... Bir filmi anlatmak için bu kadar zorlabileceğimi düşünmezdim... O kadar çok şey söylenebilir/anlatılabilir ki bu film için... Sevgi, Aşk, Heyecan, Telaş, Merak, Korku, Hüzün, Yalnızlık, Şaşkınlık, Kızgınlık, Dinginlik, Sadelik, Farkındalık, Titizlik, Bencillik, Adamsendecilik, Duygusallık, Realistlik ve daha fazlası inanın Çağan Irmak'ın anlattığı hikayenin perdeye yansımasından sizlere geçecek... Zaman zaman düşüneceksiniz, kendinizi sorgularken bulacaksınız... Zaman zamansa üzülecek, heyecanlanacak, korkacaksınız bu kadar yakından hissettiğiniz için oradaki hikayede olanları... Farkındalıkların hayata dair çözümlemesi ile karşılaşıp, ne kadar da güzel resmedilmiş diyeceksiniz... Kendinizden ve yakınlarınızdan parçalar bulacaksınız, özdeşleştireceksiniz karakterleri, analiz ettikçe dahasını bulacaksınız her bir sahnede... Çıktıktan sonra konuşacaksınız film hakkında ve ne kadar etkileyici olduğunu farkedeceksiniz... İşte böylesine başarılı bir yapım bu film...  Kategorisi

James Bond: Quantum-of-Solace

Biraz geçte olsa 007 serisinin son filmini izleme şansı buldum.  Genel itibari ile serinin temel bileşenlerinde bulunan tüm özellikler bu yapımda da ortak paydada bulunmakta... Senaryo biraz global ısınma ve ülkeler arası şirketlerin etkilerine kaymış gibi gözüksede, size vaat edilen aksiyon sahnelerinde bir azalma sözkonusu olmuyor. Zaman zaman serinin önceki filmlerine yapılan göndermeler can sıksada, aksiyonu ve kurgusu yerinde, keyifli biçimde izleyebileceğiniz bir yapım. 7/10 veriyor, önümüzdeki 007 filmlerine bakıyoruz :)

Muro:Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine (2008)

Kurtlar Vadisinin içinden yeşermiş ve filmi çekilmiş bir karakter Muro... Bakıldığında "Örgüt" ün metropol sorumlusu olarak tanıtılmıştı ilk dizide gözüktüğünde, akabinde daha bir insan sevgisini öne çıkaran, hafif naif, hafif sakar ekibi ile daha başka bir formasyonda izleyiciye sevdirildi. Sanki içten içe senaristler, bakın bu insanlar aslında özlerinde daha saflar, başkalarının / liderlerinin yönlendirmesi ile böylesine kötü karakterler olarak karşımıza çıkıyor gibisinden bir mesaj güdülemesi ile oynamaya başladılar rollerini... Bana baştan bu kadar sert acımasız bir örgüt üyesinin, birkaç haftada iyimser tarafının üzerine parmak basılarak dönüşüme uğratılması biraz amaçlı geldi, inandırıcı bulmadık açıkçası... Sonrasında fimde de buna benzer traji-komedi mesaj kaygıları ile karşılaşınca, şüphelerimin ticari metalarla desteklenerek, popüler kültürün pompaladığı, "para kazanmak için her yol mübahtır, bunu dizide ilk çıkışı gaddar olan bir adamı ve ekibini maymun etmek

Ebru Gündeş - Evet (2008)

Son dönemde bu kadar sağlam parçanın bulunduğu bir albüm dinlememiştim. Her ne kadar albüm kapağının "çakma lopez" olduğu bariz ortada olsa, gerek müzikalite, gerekse parçaların bütün albümde ayrı ayrı dinlenebilir nitelikte olması gerçekten takdiri hak ediyor. 10 parçanın 9 unu hiç ileri sarmadani hepsini ayrı duygu ve keyifle dinleyebildiğinizi rahatlıkla söyleyebilirim. Bazen insan oğlu niye böyle güzel şarkı sözlerini ben yazamıyorum diye kendi kendine soruyor...? 01.Harika Acımı görür gibiyim ben aslında Sen acılara bile gülemiyorsun Bir gece evde otur kendi adına Durduğun yeri bile göremiyorsun Aklım sende kalıyor gözden uzak olunca Omzunda uyusam bütün ömrüm boyunca Kaderime ağladım tükendi genç çağlarım Bırak eskisi gibi olalım Allah özelini güzelini yazsın alnıma Onu bulduğumda mutluluktan geldi ağlama Sonu çabuk olurumut olur hiç korkmayasın Çünkü varlığınla yokluğunla sen harikasın 02-Ölümsüz Aşklar Bu gül bahçesinde kaç günlük ömrün var Solmadan yaşarsan şöyle bir

AROG (2008)

AROG Cem Yılmaz'ın bizlere sunduğu son kahkaha yüklü yapımı... GORA yı izlemiş ve beğenmişseniz, Muhtemelen devam niteliğindeki bu yapım da hoşunuza gidecektir. Öncelikle filme hiçbir yorum okumadan ve önyargıları dinlemeden gitmeniz lazım... Yeni nesil komedi üstadı Cem Yılmaz, kendince oldukça başarılı bir iş çıkardığı gibi, Türk sineması sektöründe bazı taşların yerinden oynamasına da neden oluyor... Çıta her filmde bence biraz daha yükseldiğinden, formatın belirlenmesi ve izleyici çekebilmek için çok fazla detaycı / yoğun çalışma yapılması gerekiyor/gerekecek... Ben 130 Dk süre boyunca belirli bir levelin üstünde güldüm/eğlendim. Zaman zaman kurguya bağlı olarak yavaşlayan ve sizi acaba?lara sürükleyen anlar olsada, tempo iyi ayarlanmış, sonuçta 130 dk boyunca durmaksızın insanların gülmeyi beklemesi yersiz ve sağlıksız bir durum :) Filmin yapım ve senaryo aşamalarında oldukça titiz çalışıldığı, yaptığı göndermelerden dahi anlaşılabilir. (2001:Space Oddsey, Star Wars, Güncel S

Futurama:Bender's Game

Yeni bir Futurama uzun metraj filmi izlemek oldukça keyif verici... Serinin bu son yapımında, gönderme manyağı oluyorsunuz...  Dungeon-Dragons'tan Star Wars'a, Ordan Lord of the Rings serilerine kadar sayılamayacak anektodlarla dolu ... Göndermelerin dışında hınzır esprileri ile size dolu dolu bir Futurama seansı vaad edebilirim. Bendeniz ezelden beri bu seriyi takip/takdir ediyorum.  Gerçekten adına yakışır " Futurama "  deneyimiydi ;)