Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2007 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

I am Legend (2007)

Efenim, şimdi temel önermesi; "-Dünyada virüssel bir durumdan dolayı tek başına kalsanız, napardınız ? " sorusu olan ve bunun çerçevesinde bir hikayeyi " Will Smith " eksenli olarak anlatmaya çalışan bir film... Açıkçası tarz ve çıkış noktası olarak benzer nitelikte yapımlar yok değil... Bkz. "28 Days Later" vb. gibi... Ancak burda senaryoyu biraz daha afilli anlatmak istemişler... Biraz aksiyon, biraz gerilim derken bu ortaya çıkmış... Şimdi olmuş mu diye sorduğunuzu duyar gibiyim... Aslında bu tamamen filmi hangi modda ve atmosferde izlediğinizle alakalı olacak ve değişkenlik gösterecektir. Örnek vermek gerekirse; (Bkz. Örnek vermeden konunun anlaşılmayacağını hisseden yazar modu.) Sinemada izler ve gece seansında kendinizi vererek izler iseniz muhtemelen beğenme oranınız daha yüksek olacaktır. ( 7/10 ) DivX indirip, Notebook'ta standart bir ortamda ( bu ne demekse ?!) izlerseniz "-ehh, işte, tek kişilik film mi olur yahu?" tadı kalabili...

Kabadayı (2007)

Filmin orjinal özeti ile giriş yaparsak şöyle bir tanımlama ile karşılaşırız..; " Zamanın en sert, kimilerine göre en acımasız kabadayısı olan Ali Osman alemi terk ettikten sonra malını mülkünü fakir fukaraya dağıtmış; futbola olan sevgisi nedeniyle halı saha işinde karar kılmış; eski bir milli futbolcu olan yardımcısı Cemil ile yıllardır bu işi yürütmektedir. Eski kabadayı ve hapishane arkadaşları Haco, Beyto, Turhan, Hasan, Talat, ve Battal ile halı sahada maç yapmak ve akşamları meyhanede geçmiş günleri yadetmek en büyük eğlencesidir. Ali Osman’nın hayatında evini ve kendisini çekip çeviren Atiye Hanım dışında kimsesi yoktur.Ali Osman yıllardır izini bulamadığı, hayatının aşkı Afet’i ölüm döşeğinde bulur. Hayatının aşkına kavuştuğu sandığı anda onu yine kaybedeceğini anlayan Ali Osman Afet’ten bir oğlu olduğu haberiyle sarsılır. Murat hem annesine hem de yıllar sonra anidan karşısına çıkan babasına tepkilidir. Sevgilisi Karaca ise İstanbul’un karanlık yüzünde maşa olarak kullan...

Super Size Me

Gerçekten ilginç bir konuya sahip belgesel - film arası bu yapımda, günümüzün popüler fast food zincirlerinden birisi ile 30 gün beslenmenizin nelere malolacağına dair kafanızdaki fikirleri yeniden sorgulayabilirsiniz... Kişisel fikrimi beyan etmem gerekirse, ben oldukça bilgilendirici ve bir o kadar da ürkütücü bir tablo ile karşılaştım diyebilirim. Hepimizin günlük yaşamda pekte önemsemeden atladığı ayrıntılara dair güzel bir değerlendirme yapmanıza önayak olan bu yapımı, herkese tavsiye ederim . Açıkçası fast food tarzı gıdaları tüketirken artık 2 kere düşüneceğim. 8/10

dodgeball

6 yetişkin adam, spor salonlarını kurtarmak için "yakantop" (dodgeball) oynamaya başlarsa ne olur? sorusuna yanıtı bu filmde bulabilirsiniz... Ben Stiller'ın kötü-komik adam rolünü üstlendiği yapımda, karakterler iyi karikatürüze edilmiş, tempo iyi ayarlanmış... Yapmış olduğu göndermeler, ünlü şahsiyetleri (ör:chuck norris, david hasselhoff) bazı sahnelerde kullanmaları oldukça hoş & başarılı olmuş... Ben özellikle espn9 kanalının yorumcusuna bayıldım. Adam spiker ne derse onaylıyor, başka da bişi yapmıyor Esas kız'ın ( christine taylor ) Hilal Cebeci'ye benzerliği ise ayrı bir tartışma konusu 6,5/10

Blade:Trinity

O eski kahraman, artistik vede karizmatik Blade artık tanıdığımız adam değil... Ekip kurup, Holdingleşme adımlarına başlayan bir popüler ikon... Evet diyeceksiniz ki neden böyle başladık; çok açık ve net konuşacağım... Filmi çekmekiçin yapımcıların ağzından dökülen ifadeler muhtemelen (ve büyük bir ihtimalle ) şöyle; "- Baba bu Blade 1, 2 sağlam tuttu, bayada izlendi, iyide para kazandık, niye bunun 3.sünü çekip, adınıda şekilli olması baabından ve senaryoya da gönderme yapmak açısından Blade:Trinity koyalım, son voleyi de böylece vurmuş olalım değil mi?" Şimdi böyle yola çıkıldığından filmden çok fazla bişi beklemek haksızlık olur... Dolayısı ile fazla beklentiniz olmadan ve eski Blade i aramadan filmi izlerseniz, belki biraz daha fazla seyir keyfine ulaşabilirsiniz. Kişisel olarak bende diğer 2 film etkisini yaratamadı ve "hayalkırıklığı devam filmleri " kategorisinde yerini aldı... 5/10

der untergang

Savaşın ne kadar gereksiz, anlamsız, acımasız, yıkıcı olduğunu hatırlatan, kaybedenin penceresinden durumu yansıtan, Nasyonel sosyalizmin çöküşünü bizzat onu yüceltenler tarafından dile getiren, inanılmaz etkileyici ( irrite/rahatsız edici ) sonları beyaz perdeye yansıtan, zaman zaman düşündürüp, akla "neden" ? sorusunu binlerce kez getiren bir yapım... 2. dünya savaşında, madalyonun diğer tarafını ( özellikle son kısımlarını ) merak edenlerin gerçekten izleyip, her insanoğlunun " savaş " denilen meretin ne " illet " olduğunudu birkez daha idrak etmelidirler.

Aviator.2004

Film olarak çok fazla yenilik sunduğu söylenemez, özellikle uzun süresi ve howard hughes in kısa çaplı bir biyogrofisi niteliğinde olduğundan, zaman zaman sıkıcı bir atmosfere bürünebiliyor... Değişik * karaktere sahip amerikalı bir mülti-milyonerin, hayatının belli bir kesimini izlemek isterseniz tavsiye edilir, ama biraz daha sağlam bir kurgu örgüsü ve gereksiz sıkıcı sahnelerden arındırılsa, toplam süresi ( 170dk (bkz: oha )) de biraz azaltılsa çok daha seyri kolay bir yapım olacağını da dip not olarak belirtmek isterim... 6.5/10

Kingdom of Heaven

Kingdom of Heaven'ı da izledim... Yaklaşım ve mesaj tamamen "-hepimiz kardeşiz, bu öfke ne diye?" biçimindeydi Elbetteki Müslümanların [eskiye nazaran] Kingdom of Heaven'da yansıtılış biçimi çok daha realistti. Özellikle Selahadin Eyyübi'nin yer aldığı sahneler resmen " karizma " yüklüydü... Ama benim kafama Kingdom of Heaven'da da takılan bir - iki şey vardı, örneğin güneş doğarken müslümanların topluca namaz kılması ? ( Normalde sabah namazı olsa; güneş doğmadan bitmeliydi. )Tabi ters açıdan da yaklaşılıp, harbe gitmeden önce nafile ibadette yapılıyor denilebilir... Ayrıca başroldeki eleman'ı en az Selahaddin Eyyübi kadar karizmatik bir aktöre oynatsalardı daha iyi olurdu gibime geliyor [Film boyunca ana karakter "silik" gibi geldi bana...] Genel manada Kingdom of Heaven işleniş, görüntü yönetmenliği ve taşıdığı mesaj açısından başarılı/izlenebilir bir film... 7/10

Empire of the Wolves

Empire of the Wolves , Vizyona girerken " Kurtlar İmparatorluğu " olarak türkçeye çevrilmiş, bu çeviri ile filme fragmanı izlemeden gidenlerde " Kurtlar Vadisi " ne mi gidiyoruz etkisi yaratabilir.. Film Konu itibari ile orjinal denilebilecek bir senaryoya sahip diyebiliriz. Ancak Fransa'daki Türklerin " punkçı " ve " terörist " gibi yansıtılması ve Siyasi bir görüşün simgesi olan " Elle Kurt işareti "nin yine illegal bir örgütle bağdaştırılması gerçekten absürd bir yaklaşım olmuş... Hatta filmi izlerken "- acaba hiç mi araştırmamışlar?" diye düşündüğüm anlarda olmadı değil..? Fransa'daki sahneler, görüntü yönetmenliği açısından gayet başarılı, öyküde aslında fena değil,, ama sı yukarda saydığım öğeler -- bu artılara biraz gölge düşürüyor. Anlatılan hikayeyi besleyen yan öğeleri, biraz daha rasyonel bir zemine oturtup, geliştirselerdi, çok daha sağlıklı olabilirdi diye düşünüyorum. 6/10

The Long Weekend (2005)

Bir komedi olarak çok farklı yenilik sunamasada, karakterlerin işlenişi ve akış olarak film gayet yeterli seviyede... Konuyu desteklemek amacı ile aralara serpiştirilmiş olan komik amatör kamera görüntüleri gerçekten bambaşka bir lezzet olarak öne çıkmış... Filmin sonunu da bu görüntülere ilişkin bir finalle bağlamaları hoş olmuş... Tatlı bir gülümseme ile filmi izliyorsunuz. Eğer vaktiniz varsa gözatmanızı öneririm. 6.5 / 10

Criminal (2004)

2004 yapımı olan bu film ülkemizde gösterime girdimi bilmiyorum ama tarz olarak pek türk seyircisine hitap etmediğini söyleyebilirim, neden derseniz film baştan sona bir üçkağıtçının eğitim seansı biçiminde geçiyor, ama gelin görün ki final sahnesi ile olayın hiçte gözüktüğü gibi olmadığını algılıyorsunuz. Dolayısı ile böyle filmlerin ülkemizde pek iş yapmadığını göz önünde tutarsak demek istediğim daha rahat algılanabilir. Tempo olarak zaman zaman yorucu ve sıkıcı da olsa, akıllıca düşünülmüş sahneler ve senaryo sizi izlemeye devam etmenize zorluyor. Bana kalırsa filmin sonundaki sürpriz final için bile seyredilebilecek bir yapım... 6.5/10

Mr. and Mrs. Smith (2005)

Casting olarak Brad Pitt ve Angelina Jolie seçimi gerçekten yerinde bir karar... Her iki oyuncuda rollerinin hakkını vermişler... Senaryo açısından bazı açıklar olsada, hikaye belli bir noktaya kadar sizi sürüklemeyi başarıyor, ancak tıkandığı noktalarda yok değil... Aksiyon sahneleri başarılı denilebilir, bekleneni veriyor... Genel manada vasatın üzerinde bir yapım olmuş... 6.5 / 10

Stewie Griffin - The Untold Story

Family Guy Presents: Stewie Griffin - The Untold Story ( 2005 ) Bilindiği üzere Family Guy serisi Amerika'da oldukça yankı getirmiş ve oldukça eleştirel bakış açısı ile amerikan yaşam tarzını inceden inceye çok başarılı biçimde hicvetmişti . Bu bağlamda bu serinin filminde birçok güzel göndermelerle karşılaşıyoruz. ( özellikle rakibi olan disney group ve star wars serileri gibi. ) Eğer son zamanlarda hem güldüren hemde sistemi çok güzel bir dille eleştiren bir yapım izlemedi iseniz, bu yapım tam size göre... Kaçırmamanızı şiddetle tavsiye ederim.. http://www.imdb.com/title/tt0385690/ 8.5/10

LOST

Aslında ilk 3 sezonun sonunda gerçekten takdire şayan ve devamlı hatrımızda yer edecek bir yapımdan bahsetmek için bu kadar geç kalmamıza şaşıyorum. Çünkü yapımcısından, oyuncusuna, fanlarından, medyasına kadar herkes bu dizi hakkında belki binlerce yorum / demeç / yazı yazmıştır. Eğer hala neden bahsettiğim noktasında kafanızda bir fikir yok ise, kurgu-akış açısından tv tarihine geçmiş bir diziyi izlemediğiniz için üzülmeye başlayabilirsiniz... 4. Sezon Şubat 2008 de yayınlanmaya başlamadan önce, ilk 3 sezonu bir şekilde elde edip, kampa girmenizi tavsiye ederim. Piman olmayacaksınız. http://www.yuzsekiz.com/ http://www.lostturk.com/

Rescue.Dawn (2007)

Uçmaktan hoşlanan bir gökyüzü aşığının, Vietnam savaşı sırasında hava kuvvetlerine katılarak, ilk görevinde uçağının çakılması, akabinde düşmana esir düştükten sonra yaşadıklarını anlatıldığı bir senaryo ile karşı karşıyayız. Bildiğim kadarı ile bu nitelikte ve tarzda onlarca film çekilmiş olmasına rağmen (herhalde bunu yaşanmış bir olaydan aldıkları için etkili olur diye düşündüler.) sektörde belli aralıklarla karşılaştığımız ve gözümüzün ucuyla seyrettiğimiz bir film kategorisi olmaktan öteye geçemiyor. Aksiyon / Macera dediğinizde bu film kesinlikle aklınıza gelmeyecektir, çünkü bahsi geçen türün çak daha başarılı örnekleri mevcut. Bkz. "Mission Impossible" serisi. Açıkçası beni izlerken zorlyan bir yapım oldu, gereksiz diyaloglar, karakterlerin tam olarak yansıtılamaması, silik oyunculuklarla pekte başarılı bulduğumu söyleyemem... Vaktiniz kıymetli ise, bu film ile heba etmeyin! (Biraz acımasız bir bitiriş cümlesi oldu ama gerçekler...) 4/10 veriyor, kendi hayalkırık...

The Kingdom (2007)

Görsel olarak, Ortadoğu'da bir Amerikan yerleşkesinde yaşanan bombalı saldırı sonrasını anlatan yapımda Jamie Foxx , Jennifer Gardner önderliğindeki FBI ekibinin yaptığı soruşturmayı anlatan bir film... Bakıldığında çok özellikli, farklı bir yapım olarak karşımıza çıkmayabilir, ancak dünya gündemine oturan " islami terör " söylemini iki değişik açıdan incelemeye çalışmışlar. Özellikle terör ekseni etrafında vurgulanan ve altı çizilen "herkes bundan bir şekilde etkileniyor" mesajı yadsımamak lazım. Tabi Hollywood klasiklerinden olan, "-Amerikalılar yine geldiler ve tüm olayı kahramanca çözdüler ." tadındaki sahneler pek inandırıcı olmasada, filmin bitişinde her iki tarafında sarf ettiği cümle, bu istenmeyen savaş olgusunun insanoğlu var oldukça, başka formlarda karşımıza çıkacağını gösteriyor. Kurgu ve akışta bazen zorlansada film kendini seyrettirmeyi başarıyor... Zaman zaman tempo yükseldiği anlarda, damarlarınızda dolaşan Adrenalin miktarının art...

American Pie : Beta House (2007)

+18 standartlarında bir film. Ona göre okumaya başlayınız efenim. American Pie serisinin son halkası olan bu yapımda tüm dizginler bırakılmış, mümkün olduğunca çok cinsel öge ile filmin senaryosu zenginleştirilmiş... Ben diyim 100 , siz diyin 200 tane hatun film boyunca çeşitli şekillerde (!) arz-ı endam eyliyor. Eğer bilmeden ve sansürlemeden topluca izlemeye kalkarsanız, büyük şaşkınlık ve hayal kırıklıkları ile başbaşa kalabilirsiniz. Sözün özü bir aile tarzı yapım değil ... Eğlenip, vakit geçirmek için izlenebilir, ama mümkünse çok fazla sinemasal ve kurgusal beklentileriniz olmasın, bu filmlerin çekiliş hikaye & amaçlarında böyle kaygılar yok... 6 /10 Sabun köpüğü gibi aklınızda çok bişi kalmayacak... Dip not : Benim aklımda sadece yunan olimpiyatları sahnelerinde geçen dayanıklılık (!) testi kaldı :)

Call of Duty 4 Modern Warfare

Yeni nesil oyun anlayışına hoşgeldiniz diyerek başlamak istiyorum. ACTiViSiON u burdan saygı ve sevgiyle anıyorum. Çünkü Son dönemde böylesine atmoseferinden etkilendiğim, nerdeyse her anını birebir yaşıyormuşçasına heyecanlandığım, senaryosunda "-şimdi ne olacak acaba ?" diye merak içerisinde kaldığım bir yapım olmamıştı. Şiddetle (makineniz kaldırıyor ise); kurmanızı ve oynamanızı tavsiye ediyorum. Videosunu merak ediyorum abi diyenler buraya tıklatıversinler ; http://www.youtube.com/watch?v=2JC3UMJ2It4 Eksisozlukteki girdileri okuyacam diyenler buraya tıklatacaklar : http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=call+of+duty+4 Abi bu oyunu kimler yapmış böle hele bi bakalım diyenler buraya : http://www.callofduty.com/ oynarken illegal cheat - hile vs kullanacam diyenler buraya : (Oyunu bitirince zaten hile kodlarını kullanabileceğiniz kısım otomatik açılıyor.) http://www.actiontrip.com/cheats/callofduty4modernwarfare.phtml Son olarak; eğer oyunun bitişindeki credits...

Beyaz Melek (2007)

"Beyaz Melek, iki insanın birbirine duyduğu aşkı değil, bir grup insanın hayata ve birbirlerine duyduğu aşkı ve sevgiyi anlatıyor. Filmde, doğudan batıya, mekteplisinden köylüsüne, gencinden yaşlısına sevginin her türlü motifi hem duygusal hem de esprili bir dille anlatılıyor. Kalplerimizi ısıtan tüm anlar ve bizi biz yapan tüm değerlerimiz daha önce hiç düşünmediğimiz yada hissetmediğimiz şekilde seyirciyle buluşturuluyor. " Aslinda bir itiraf ile baslamak lazim... Filme giderken "Mahsun Kirmizigul"un yazip-yönettigi bir yapimdan, cok fazla beklentim olmadigini kendi adima biliyordum. Lakin filmi izledikce ve temel mesaj olarakvurgulamaya calistigi alt metni okudukca, birazonyargili davrandigima kanaat getirdim. Genel intibah olarak turk sinamasi kliseleri ve sinematik kurgu hatalari olsa da, guzel ve anlamli bir amac icin yola ciktigindan, aslinda filmde emegi geceneleri burdan kutlamak lazim, neden derseniz tum saydigim ufak tefek hatalar disinda varilmaya calis...