Film konu olarak :
"Kırmızı bültenle aranan ve ismi fenomene dönüşen radikal dinci bir örgütün lideri Deccal kod adlı suçlunun Amerika’da yakalandığı bilgisi gelir. Teşkilatın en başarılı iki polisi Amerika’ya suçluyu teslim almaya giderler. Bundan sonrası kolay gibi görünür ama hiçbir şey göründüğü gibi değildir. İstanbul, New York, Bitlis üçgeninde geçen hikaye, yakın dönemin Türkiye’sini sorgularken, 11 Eylül sonrası Amerika ve dünyanın İslam ile olan paranoyasının altını çizecektir."
şeklinde yer alıyor basın bültenleri ve tanıtımlarda...
Aslına bakarsanız vaad ettiklerini gösteren bir kurguya sahip, ancak belli başlı sıkıntıları da yok değil...
Özellikle hikaye örgüsü ve senaryonun gelişimi zaman zaman yavaşlıyor, başlangıçta yaratılan hollywood filmi izliyorsunuz hissi, filmin ortalarından sonra kaybolmaya başladıktan sonra, zaten sonunda türk filmi klişeleri ve mesajı ile bitmesi beklentileri boşa çıkarır nitelikte...
Madde bazlı iyi ve kötü taraflarını incelersek;
+ Hollywood-vari başlangıç, oyuncu ve mekan kullanımı,
+ Aksiyon sahneleri açısından Türkiye koşullarının üzerinde performans,
+ Farklı 2 konuyu tek potada eritme çabası
+ Görsel yönetmenlik
filmin pozitif kısımları...
- Polis merkezinde yapılan üst seviye bir toplantıda kapının kapalı bile tutulmasına gerek duyulmaması,
- Mahsun'un yanlış yaptık amirim demesine sadece bağırarak insani bir tepki ile geçiştirilmesi,
- Sorguda yorulan herkesin gitmesinin akabinde Mahsun'un zıpkın gibi icraata devam etmesi,
- Süreklilik ve akıcılık açısından temponun genel olarak doğru ayarlanamaması.
İşin özü Mahsun geçmiş yapımlarına nazaran biraz daha farklı bir dala el atmış, lakin diğer filmlerdeki etkileyiciliği açıkçası ben bulamadım,
Elbette ki bu ortalamanın üzerinde bir sinema deneyimi yaşamazsınız manasına gelmiyor, herkesin faklı mesajlar çıkarabileceği tarzda bir son ile karşılaşması olası...
7/10
Yorumlar
Yorum Gönder