Cambaz @ Everywhere

TV deki güzel skeçleri baz alarak gittiğimiz, ancak ÇGH miktarı oldukça az olan bir yapımla karşılaştık diyebilirim. BKM Mutfak ekibi iyi bir fikir ile yola çıkmış, Skeç bazlı durum komedileri ve güzel tiplemeler ile gönlümüzde hatrı sayılır bir yer kazanmıştı. TV de her tutan işin filmininde yapılması geleneği bu kez de bozulmadı , ancak istenileni benim tarafımda karşılayamadı diyebilirim. Kendimi sinemada TV izler gibi, kopuk, akıcılığı pek olmayan, birbirinden oldukça bağımsız sahnelerle karşı karşıya buldum. Evinizde izlerken hadi rahatsınız ama sinemada para verip biraz daha fazlasını beklediğinizde bu sunulanın yeterli olmadığını rahatlıkla söylemeliyim. Bazılarınız hiç mi güzel tarafı yoktu diye sorabilir, elbette ki vardı ancak Yılmaz Erdoğan'ın "Final Güzel & Vurucu olmalı ! seyirciyi etkilemeli " mesajı malesef uygulanamamıştı. Sanki yaz tatilinde, BKM arkadaş arasında toplanmış, hem tatil yapmış, hemde baharda pazarlanabilir / para kazandıracak bi iş yapa

Bu sezonun ilk bölümünü izlediğimde sözel olarak paylaştığım bir teori vardı... > " Bu işi ancak dinsel temaları baz alarak ve bunun üzerine inşa ederek toparlayabilirler... " Son bölümde de açıklandığı üzere iddaa etmiş ve arkadaşlarla paylaşmış olduğum biçimde konunun ilerliyor olması açıkçası beni şaşırtmadı. Temel olarak Hristiyanlığın TESLİS ( üçleme ) inancı çerçevesinde şekle kavuşturulan bu bölümde - iyi * kötü - savaşı, inancın bu savaşta bağımsız ve özgür biçimde karar vermesi gerektiği vurgulandı. Mısır'daki Mitolojik dönemlerden beri devam eden bu inanışa dair bazı açıklamalara buradan ulaşabilirsiniz Bilindiği üzere iblis tanrının huzurundan kovulduktan sonra ademoğullarına kıyamete kadar yanlış tarafı seçmeleri için her türlü alengirli davayı kullanabileceği yetkinliği mevcuttu. Hür irade ile ademoğulları isterlerse - iyi * kötü - arasındaki bur tercihi kendileri belirliyorlardı. Lost'un içeriğinde yer alan Jacob ve Black Smoke'ta bu savaşın iki

Ata Demirer ve Demet Akbağ'ın başrollerini paylaştığı bu filmi şiddetle tavsiye ettiğimi ifade ederek başlıyorum. Çanakkale'nin Geyikli köyü/kasabasında geçen öykü, ilerleyen aşamalarda İstanbul'a doğru genişliyor... Kadro, Replikler, Senaryo ve genel olarak komedi filmine uygun niteklikteki temposu ile sınıfı geçen, zaman zaman da oldukça çıtayı yükselten bir yapım... Ata Demirer'in geçmişten bugüne GÖZLEM yeteğini kullanarak tespit ettiği durum komedilerini, senaryoya dönüştürerek izleyici ile paylaşabildiğiniz söyleyebiliriz. Özellikle şive/diyalektik açısından üzerinde emek harcandığı, yöresel alışkanlıkların size aktarıldığını hissediyorsunuz. Duygu paylaşımı, komedi dozajı ve akış olarak gayet güzel bir zaman dilimi geçirmeniz olasıdır. 8/10